Komşuda Ne Pişer? Bize Ne Düşer!


Fotoğraf izinsiz kullanılamaz

Bir komşumuz var evi sürekli bayram temizliğinde, giyimi gündelik şıklığında, sürpriz olarak misafir olsanız mahçup olmaz. Bu bir yaşam tarzı, böyle bir yapısı var. Düzenli, temiz, aydınlık ve havadar bir ortamı ve vardır. Komşumuz diye söze başladım çünkü siz tanımıyorsunuz. Komşuluktan daha fazla bir bağa sahibiz, bize çocuklarım diyor, biz de onu bir büyükanne olarak görürüz. Akrabalık bağımız var. Komşumuz olarak başladık şimdi adıyla devam edeceğiz.

Göksel teyzenin bir çok özelliği vardır, çok iyi bir hikaye anlatıcısı ve anı aktarıcısıdır. Anlattığı bir şeyi tekrar anlatmaz, tekrar ettiğini düşündüğünde sorar “bunu anlatmış mıydım” diye ekler. Tekrara düşüp size aynı hikayeleri anlatmaz. İyi aktarıcı olmasının kuvvetli olması aslında iyi bir gözlemcidir, iyi bir anlatıcı olmasının yanında iyi bir dinleyicidir, dinler. Hicivi kuvvetlidir. Çok normaldir, her konuda görüş alabilir her konuda danışabilirsiniz.

Şimdi bunu neden anlattım, bir tabak hazırlarken o tabağın kişilik özellikleri olması lazım, temiz, kuvvetli, güzel görünen, tekrar etmeyen, dinleyen, anlatan gibi özellikleri olmalıdır. Bu fotoğraf bir şey anlatıyor mu bilmiyorum ama bana anlattığı duyguyu ifade etmeye çalıştım, size ne ifade ediyor?

Komşuda ne pişer? Bize ne düşer? isimli tarifim tam bir vegan tarif diyebiliriz, bir çok mineral ve vitamini bir tabağa toplamak daha çok sebze tüketenler için mümkün olsa gerek, akdeniz tipi beslenme şeklide buna dahil edilebilir. Kabızlık şikayeti olan çok duyuyorum, karnı şiş ve sindirim sorunu yaşayan insaları biliyorum ve şunu da duyuyorum beslenme uzmanlarından: lifli beslenin. Yukarıdaki fotoğrafta ilk bakışta neler var derseniz, protein açısından mercimekten sonra en zengin kaynak nohut var, semizotu desen melatonin var, az da olsa bir diğer protein kaynağı hıyar var, beta karoten kaynağı ve a vitamini deposu havuç var, yine havuçla benzer değeri taşıyan kayısı var, c vitamin deposu yaz soğanı var, en önemlisi işlem görmemiz bir tabak oluşu, işlem görmemiş olması bize besinlerin değerini kaybetmemiş olduğunu gösteriyor. Ayrıca hazırlaması zevkli ve yerken insanı mutlu hissettiren bir öğün olması bir diğer değer olarak görebiliriz. Böyle tabakların bir başka özelliği de porsiyon sınırlaması olmaması, dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz bir öğünde. Masum kalorileri size fazladan bir yük getirmeyecek kadar düşün, şekerinizi yükselmeyecek kadar glisemik endeksi düşük bir tabaktır. Kabızlığın yani bağırsakların çalışmasında bir sorun yaşıyorsanız öncelikle tahıllara, şekerlere, işlenmiş gıdalara ara verin ve lifli beslenme protokolü uygulayın kendinize. Belirli plan yapın mesela üç ay kadar bazı gıdalardan fakir bazı gıdalardan zengin beslenin ve şişkinliğinizi gözlemleyin, bağırsak hareketliliğini artırmak için lifli gıdanın yanında ek olarak düzenli kabak çekirdeği de tüketebilirsiniz, çağımızın eksik minerali magnezyumdan zengin gıdalar seçin, kabızlık kadar magnezyum yönünden fakir beslenmek ve düşüklüğü bir çok rahatsızlığın nedeni sayılıyor günümüzde, fibromiyaji, eklem ve kas ağrıları, uykusuzluk gibi bir çok nedene bağlayan doktorlar biliyorum. Buna ek olarak d vitamini sorunsalı var, bilindiği üzeri d vitamini güneş aracılığı ile sentezleniyor, güneşin insan üzerinden sentez yapabilmesi için insanın da bunun için uygun olması lazım, ayrıca yaşadığınız şehir de önemli, güneş tek başına yetmiyor. Hava kirliliği olan bir şehirde güneş olsa bile gerekli ışınların yeryüzüne ulaşmadığını biliyoruz artık. Saatlerce güneşte kalan insanların d vitamini alamadığını duyuyoruz. Sağlıklı beslenme bir trend değil bir yaşam biçimi olmalı, hatta sağlıklı beslenme diye bir şey: sağlıksız ve dengesiz beslenme var demek yerinde olacaktır. Umarım herkes dilediği gıdaya ulaşabilir.

“Çok az yediğim için beni kınıyorsun ama ben yalnızca yaşamak için yerken sen yemek için yaşıyorsun”

Sokrates.

Tüm komşularıma…

Yorum bırakın