Hakkında

Herkese Merhaba,

Çocukken çiğ yufka, köfte harçı ve bir çok tencere dibi sıyırmışlığımız var. Büyüdük ve mutfağı kadınlara bıraktık, ne istiyorsak önümüze geldi ya da ne getirdilerse yedik, karşılığında alışverişi yaptık, çıkan çöpleri attık, makinaya tabak dizdik veya yıkanmışları dolaba dizdik, eyvallah. Ama artık işin mutfağına girme zamanı geldi ve ben girdim hadi siz de gelin.

İşe, önce hazır çorbaları ve işlem görmüş ne varsa önce hayatımdan sonra buzdolabından çıkarmaya başladım. (Bu satırları yazarken ilk zeytinyağlı yemeğimi yaktım) Dolapta dekor amaçlı duran ne kadar çok kullanmadığımız hazır gıdalar olduğunu fark edince önce kendime kızdım, talepkar olduğum için de kendimi suçladım. Şimdi buzdolabı işlenmemiş gıdalarla dolu. Neyin mevsimiyse dolapta o var. Mayıs ayındayız Aralık ayının sebzesini talep etmiyorum. Ayrıca nasıl besleneceğim konusunda epeyce bir okuma yaptım, tabi öncesinde bir doktora gidip genel bir bakımdan geçtim:) Kendim hakkında biraz fikir sahibi olunca ne almam gerektiğini yani ne yemem gerekiyor ne yemesem önemli değil, neyi asla yememem lazım bunları gördüm!

Şimdi geldik işin en önemli kısmına yemek pişirmeye, iyi güzel de yemekleri nasıl pişireceğiz? Ben sırrı çözdüm, size sırrımı vereceğim, tek yapmanız gereken şey ilgi, evet ilgi. Sebzelerle konuşmaya başlayın, onları sevin, nereden geldiklerini sorun ve bağ kurun ve asla yüksek ateşte sebzeyi yok edene kadar pişirmeyin. Bunlar benim düşüncelerim, aşçı değilim (Anadolu Üniversitesi Ön Lisans Aşçılık Bölümü’nden mezun oldum) sadece hislerimle hareket ediyorum. Amacım tarif değil ilham vermek, öncelikle mutfağa girmek isteyen erkekler takibe başlasın:) Hanımlar, eşinize benden söz edin.

Blog üyeliği henüz ücretsiz, sonsuza kadar böyle kalmayabilir, e-posta almayı seviyorsan buyur.

Sevgiler.

Sosyal Medya Tesisleri:

iletişim: erkekadamyemekyapar@gmail.com

instagram: https://goo.gl/tdK72h

Twitter: @erkekadamyemeky

Fotoğraflar: https://goo.gl/XpHRjT

Yorum bırakın