Dünya sağlık örgütünün şu günlerde korona virüsün dünyaya yayıldığını ilan etti. Abd borsası çakıldı. İtalya karantinada, Tom Hanks Dybala gibi ünlülere de virüs bulaşmış durumda. Türkiye’de henüz bir vaka yokken bir 3 günlük bir gezi yapma fırsatım oldu, şimdi tüm uyarılarılara uyma zamanı, temas yok, yer değiştirme yok, evden çalışmaya üretmeye devam. Umarım ülkemizde kısa sürede ve kayıpsız atlatırız korona virüsünü.

Size benim gözümden kısaca Hatay’ı anlatacağım. Bu benim ilk tur deneyimim ayrıca. Adana’dan 1.5 saat uzaklıkta Hatay, ilk durağımız bir bağ, bağ ile zeytin bahçesi yan yana, uzun yemek eşliğinde günümüz başladı, ilk defa zeytinyağı tadımı yaptım, zeytin yağını hiç böyle koklayıp, aroması çıksın diye elimle ısıtıp içmemiştim. Yakın bir aile dostumuz Hatay’ın yağını anlata anlata bitiremezdi, şimdi onu daha iyi anlıyorum. Zeytinyağ üzerine bir yazı yazmıştım, orada söz ettim mi bilmiyorum ama zeytin Suriye üzerinden yayılıyor akdenize, Italya ve İspanya’ya kadar ulaşan zeytinler aslında yabani, Hatay’da minicik ve etli olan zeytin ile kalamata çeşidini bir arada düşündüm… Tabiki Hatay zeytini. Ayrıca bu minicik zeytin çok verimliymiş, yanlış hatırlamıyorsam 3 kilo zeytinden 1.5 kilodan fazla yağ çıkıyormuş…

Akşama doğru otele geçtik. Otel öyle bir otel değil. Kaldığım en güzel oteldir herhalde. The Museum Hotel Antakya Dünyanın en büyük tek parça mozaiği üzerinde uyumak; bunu anlatamam. Hamam, romalıların şehre geldiklerinde bir hastılık getirmiş olabileceği düşüncesiyle hem şehrin girişinde hem de şehrin içinde yıkanıyorlarmış. Gündemde korona virüs ve bulaşmaması için aldığımız önlemlerde pek bir değişiklik yok, temizlik şart. Otel, düşünülenden çok fazla paraya yapılmış, 30 milyon bütçe ile maliyet öngörülmüş günün sonunda 130 milyon dolara kadar çıkmış. Araya sıkıştırmadan edemedim. Bu oteli yapan girişimcisi Hatay’lı bilinen bir aile, Hatay’a ve ülkemize kazandırdığı bu değer için kendilerine teşekkür etmek isterim. Aslında otel için yazılacak çok şey var, sayfamı buna ayırmayı çok isterim ama zaten yazılmış çok ayrıntılı haberler var. Otelin alt alanı bakanlığa bağlı müze (Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi) ve müzenin üstü çelik borulara oturtulmuş odalardan oluşan güzel tasarlanmış bir otel. Giderseniz ve inkan bulursanız burada kalınız.

Daha çok yemek üzerine bir turdu, gittiğimiz yerler Konak Restoran, Melek Konağı ve bir tane daha vardı ismini hatırlayamadım, dönüşte İskenderun’da Petek Pastanesi ve Şirinyer adında bir balıkçı lokantasına uğradık. Çeşitli yemekler denemiş oldum. Şunu yedik bunu tarzında bir yazıyla ve fotoğraflarla doldurmak istemedim. En çok aklımda ne kaldı diye soruyorum kendime ilk cevap otel oluyor.
Hatay’a gidilince şurada yenir şuralar gezilir demek istemiyorum, bunu diyen bloglar vardır eminim, Vakıflı köyü, kilise, cami ve titüs tüneli gibi turistik yerleri gezdim, çarşısı, asi nehri, Habibi Neccar dağları, samandağ, meclis binası gibi önemli noktaları gördüm, Hatay arkeoloji müzesini gezmeye zaman bulamadım, Hatay’a gitmek için bir bahane bıraktım geriye. Efendim herkesin deneyimi farklı, bir başka dünya şehri olsaydı size detaylı olarak anlatırdım, kısaca benim deneyimlerim bunlar. İmkanınız olursa gidin görün. (Korona virüsü bittikten sonra)

Herkese sağlıklı bir yaşam ve virüssüz bir dünya diliyorum.
Sorularınız olursa çekinmeyin;
Instagram: https://goo.gl/tdK72h
Twitter: https://goo.gl/MhXjkb
Fotoğraflar için: https://goo.gl/XpHRjT