Geziye çıktığımda en çok pazar yerlerini ve bit pazarlarını merak ederim, yaşayanlar ne yerler ne fiyata hangi ürünler vardır gözlemlemeyi ve araştırmayı severim. Ayrıca bir şehrin ruhunu ve orada yaşayanların enerjisini hissetmeyi başka nasıl başarabiliriz?

Kimse kusura bakmasın ama ben Louvre müzesinde saatlerce sırada bekleyen turist kitlesine pek uymuyorum, müze gezmeyi severim ama aşırı turistik yerler beni çekmez ve aksine iter. Paris güzel, Eyfel kulesi için delirmeye gerek yok, öyle bakarsın geçersin, Lüksemburg Bahçesi’ne gider yatarsın, o kadar. Şunu eklemeli; yattığınız yer temizdir, kimse sigara izmaritini yere atmaz ve çimlerde yatma fırsatı bulursunuz. Konumuz Paris değil, eğer beni linç etmeyecekseniz Paris’ten daha çok sevdiğim Lyon‘dan bahsetmek isterim.

Lyon havaalanı güzel, raylı sistem entegre edilmiş durumda, trenle yolculuk yaparken sanayi ve yerleşim yerlerinin düzenli olması dikkatlerden kaçmıyor doğrusu. Paris’e göre daha sakin, daha düzenli ve sanki en kibar Fransızlar orada yaşıyor. Herkes göz teması kuruyor ve bonjour diyor, önceleri yadırgayıp sonra çabucak normalleşen bu selamlamaya alışıyorsun ve gezi bitene kadar sen de devamlı diyorsun. Bu selamlaşma alışveriş yerlerinde değil hayatın her alanında geçerli, sokakta karşılaştığın herkes selam verebilir, şaşırma, abartmıyorum ama bana aşırı derecede denk gelmiş olabilir.

Kaldığım otelin yakınında semt pazarı kuruluyormuş, ellerinde pazar arabası gördüğüm genelde yaşlı insanların bir yöne doğru gittiğini görünce hemen takibe başladım ve beni kısa sürede pazara ulaştırdılar. Önce bir tur attım, tur kısa sürüyor çünkü mini bir semt pazarı. Pazarda sebze, meyve, peynir ve et bulabiliyorsunuz.

Sanıyorum çok küçük bir semt pazarı olduğu için çok düzenli ve temiz olması kolay olsa gerek. Dikkatimi çeken ve bizim pazarlarl karşılaştırdığımda çıkan farkları sıralamak istedim.

1- Lyon pazarcılarının (çoğu) kadın bizde (neredeyse tamamı) erkek.

2- Lyon pazarcıları bağırmıyor bizde 8 oktav bağırmayan pazarcı olamıyor.

3- Lyon pazarı açık alanda yakınında yerleşim alanı yok, bizde semt kapatılır.

4- Lyon pazarında gıdalar kasalarda, tezgaha temas yok, bizde dökme stili yığma tezgah.

5- Lyon pazarcıları ürünlerini temiz getirmiş, bizde temizlik müşteri önünde yapılır ve yere atılır.

6- Lyon pazarında mevsimine uygun sebze/meyve vardı, bizde 12 ay domates var.

Benim gördüğüm kadarıyla farklar böyle, sabah saatleriydi ve daha çok emekli yaşlı insanlar vardı, mesai bitiminde iş çıkışı nasıl bir pazar oldu göremedim. Bu pazarla ilgili bir de video’m var, izlemek isterseniz buyrun.

Müzelerin hepsine gidemedim ama baskı müzesi şahaneydi, meraklıları için müze isimlerinden bazıları şöyle: Baskı / Grafik Müzesi (Musee de l’Imprimerie de Lyon), Kumaş ve Dekoratif Sanatlar Müzesi (Musee des Tissus et des Arts Decoratif), Lyon Güzel Sanatlar Müzesi (Musee des Beaux-Arts)