“Zeytinyağlı Yiyemem Aman” türküsünü duymuşsunuzdur, Candan Erçetin ve Zara söylemiş. Türkü için 1954 yılına gitmek gerekiyor. Hadi zaman makinası bizi 54 yılına fırlat. Konuyu biliyor gibi anlatmayacağım, elbette konuya hakimim ama hiç bilmeyenler için kaynak belirterek paylaşacağım. Özet içerik ve resimli okuma yapmak için Listelist.com‘a gidiyoruz.
Canan Karatay, Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programında türkünün hikayesini açıklıyor. “Zeytinyağlı yerim, basma da fistan giyerim” İzlemek için youtube‘a gidiyoruz.
İki sene önce youtube’a yüklenmiş“Zeytinyağlı Yiyemem Aman” isimli film buldum, filmi izlemedim, Kanal7 tarafından çekilmiş, paylaşmıyorum. Zeytine olan öfkenin hala devam ettiğini gösterdiği için bu detayı paylaştım.
Yukarıdaki fotoğrafa gelecek olursak şöyle, fotoğraf EL OLIVO filminde bir kare.
Film, İki bin yaşındaki zeytin ağacı doğayı talan eden bir Alman firmasına satılacak, karşılığında 30 bin Euora belediye başkanına verilecek ruhsat alınacak ve sahilde restoran açılacak. Öte yandan doğayı tahrip edip madenler açan Alman firması da devasa büyüklükteki merkez binasının girişine zeytin ağacını dikecek, doğaya ne kadar saygılı olduklarını ve ne kadar çok sevdiklerini anlatmaya çalışacaktı.
Zeytinliklerin İmara Açılması…
Kuşkusuz hepimizin anlamadığı bir durumla 6. kez karşılaşıyoruz. Sanki bugünleri görürcesine kanun çıkarılmış, zeytini koruma kanunu, buna rağmen tehdit altında. İthal etmediğimiz gibi ihraç ettiğimiz bir üründür zeytin. Kısaca getirilmek istenen yasa şöyle. Haberin devamı…
Neyse ki şimdilik görüşülmesi durduruldu, 7. kez karşımıza çıkmayacak şekilde düzenlense de raha bir nefes alsak. Sanayi alanı yapılacak bir sürü yer var, umarım sanayi alanında yapılması istenen hamle samimidir ve hemen bunun için çorak araziler ve gelişmesi bakımından önem arz edecek iller planlı bir şekilde seçilir. Yatırımın karşından değil bilakis destekçisi oluruz. Kim istemez ki ülkesi gelişsin büyüsün. Zeytin, ülkemizce ithalatı yapılmayan, ihraç edilen önemli bir ekonomik değerdir, dövizdir, zenginliktir kısacası. Bunun gelişmesi ve pazarda 5. sırada olan konumuzu ilk sıraya taşıcak çalışmaları başlatırız. AB ülkeleri zeytin yetiştiren çiftçilere ciddi destekler veriyor, umarım Türk çiftçisi de destekleri AB standarlarında olmasa da gerekli artışı ve teşviği bulur ve ülkece zeytinin kalitesini artırır ve birinciliğe oynarız. Araştırma yaparken not aldığım bazı başlıklar var, şöyle:
2015-2016 yılı ülkelerin zeytinyağı üretim rakamları;
İspanya 1.200.000 ton.
İtalya 350.000 ton.
Yunanistan 300.000 ton.
Suriye 215.000 ton.
Türkiye 143.000 ton.
Tunus 140.000 ton.
Fas 130.000 ton.
Portekiz 92.000 ton.
Cezair 73.500 ton.
Ürdün 39.000 ton.
Arjantin 25.000 ton.
Burada dikkati çeken Suriye, savaşta olan bir ülke zeytin üretimini 2010 yılında 180.000 ton hacmi 215’e çıkarmış.
Zeytinyağı İthal eden ülkeler şöyle:
Abd 294.500. ton.
Ab 198.500 ton.
Brezilya 66.500 ton.
Japonya 39.000 ton.
Kanada 37.500 ton.
Avustralya 22.000 ton.
Sofralık zeytin ihracatı (ithal eden ülke konumunda değiliz)
AB 319.000 ton.
Türkiye 73.000 ton.
Mısır 70.000 ton.
Fas 70.000 ton.
Dünya Sofralık Zeytin Tüketimi (2015)
Ab 590.000 ton.
Türkiye 330.000 ton.
ABD 185.000 ton.
Detaylı bir kaynak için linki ekliyorum, 2015 yılına ait olan bu raporu okuyun mutlaka, bilinçlenmek adına iyi olabilir, faydalı ayrıntılar var. LİNK
İktidarımda her aileye zeytin dalı dağıtacağım, herkesin dikili bir zeytini olacak:) Siz siz olun Zeytinyağlı yiyemem aman diyenden uzak durun yoksa hasta olursunuz.
Sağlıkla kalın.