-Enginar kaç para?

-Şunlar 10 tane 7tl, bunlar 7 tane 10tl.

-Sen bana 7 tane olandan ver ama yeni soyulmuş istiyorum.

-Çay içer misin?

-İçerim.

-Enginar soyacak adam bulamıyorum, akşamları balkonda soyuyorum pazara yetiştirmek için, bu yüzden işsizliğe inanmıyorum abi…

-Sigorta var mı?

-Yok

-Kayıt dışı işçi arıyorsun yani, adam elini kesse, sağlık güvencesi yoksa?

Herkes kendi penceresinden bakıyor, işsizlik tanımı, iki ay enginar soyacak adam bulamaması olarak gören pazarcının da suçu değil, o öyle inanıyor… Neyse biz geçelim tarifimize…

Tereyağlı enginar olur mu demeyin oluyor, öyle bir oluyor ki inanamazsınız… Enginarları limonlu suyla haşladım, semizotu, maydanoz ve taze sarımları tereyağda bir süre ısıttım ve sonra haşlanmış enginarları da ekledim, hepsini kısık ateşte dost yaptım ve son olarak taze kaşar (Kaşar: Tire Süt Kooperatifi), bu kadar. Denemekten korkmayın dostlar, alışılmışın dışına çıkınca, oluşturduğunuz güvenli alanın ne kadar gereksiz olduğunu görüyorsunuz.

Geçen bir programda konuk şöyle diyordu, ağzımız bir boru, siz düz bir boru gibi düşünün, şimdi yediklerimizin hepsinin birer de canlı olduğunu düşünün, enginar, semizotu, sarımsak, tereyağ bunlar yapay olmadığına göre hepsi canlı, güneşten beslenen bitkiler. Ağzımızdan aldık ve sindirim sisteminde işlem gördü ve atıldı, “DÜNYA İÇİMİZDEN GEÇİYOR”.

Dostlar içinizden geçenlere dikkat edin, ne geçiyorsa osunuz…

Ben yaptım oldu, sen de yap senin de olsun.

Kalın sağlıcakla.