
Erişte, yine mi zerdeçallı, malesef, elimi kontrol edemiyorum. Eriştemiz bir aile dostumuzdan hediye, tarhanamız, turşumuz, salçamız, sirkemiz eksik olmuyor, sağolsunlar, elleri dert görmesin. Erişte pek yediğimiz bir yemek değil, karbonhidratlardan kaçınıyoruz, havalar soğuyunca bu isteği baskılamak için iyi bir seçenek olabilir, yine de beyazlardan kaçmak gerek. Senede bir iki porsiyon sorun çıkarmaz. (benim açımdan)
Erişteye ek olarak yine ev yapımı kuskus görüyorsunuz, aslında buharda pişmesi gereken kuskus, eriştelerle beraber haşlandı. (haşlama işini gerekli ekipmanları edinip, şu arsenikli sıcak su olayından kurtulmak istiyorum tez zamanda.) Erişte ve kuskus haşlana dursun, biz sosa geçelim, bolca tereyağı kısık ateşte erirken, önce domatesleri ısıtıyoruz, domatesler suyunu salınca patlıcanları atıyoruz, patlıcanların emici özelliği olduğu için domateslerden sonra katıyoruz, patlıcanların tereyağımızı emmesini istemeyiz 🙂 Patlıcanla beraber biberli ev salçası ilave ettim, baharat olarak kırmızı biber, karabiber, kaya tuzu ve zerdeçal, son olarak 3 sağa, 3 sola çevirdim sos bitti, haşlanmış eriştenin üzerinde tereyağı eridiyse sosla buluşmaya hazır demektir, altı kapalı olarak erişteyle sosu buluşturuyoruz, nasıl oldu, nasıl mı oldu, parmaklar gidiyordu 🙂
Fazla karbonhidratlı yemeyin, gerek yok, hamur işlerinden uzak durun, çabuk doyar çabuk açıkırsınız benim gibi, mümkünse yanına bol sebze katın, patlıcan ve domates katmam bu yüzdendi.
Bencil olun kendiniz için yemek yapın.
Not: Domates zamanı geçmek üzere, seneye mevsimi gelene kadar almayın, mevsiminde tüketin.